Tuval üzerine yağlı boya çalışma orijinal eser
Simurg
Adın ilk öğesi olan 'si ' Farsça otuz" ile ilişkilendirilmiştir. Tarihsel olarak Simurg adının kökeniyle ilgili olmasa da, "otuz" yine de bu sayıyı içeren efsanelerin temeli olmuştur örneğin, simurg'un otuz kuş kadar büyük olduğu veya otuz renge sahip olduğu gibi.
İran efsaneleri, kuşun o kadar yaşlı olduğunu düşünüyor ki, dünyanın yıkımını üç kez görmüş.
Simurg o kadar uzun yaşayarak o kadar çok şey öğrenmiş ki, tüm çağların bilgisine sahip olduğu sanılıyor.
Bir efsanede, Simurg'un kendisini alevlere daldırmadan önce Anka kuşu gibi 1.700 yıl yaşadığı söylenir .
Simurg, toprağı ve suları arındırdığı için bereket verdiğine inanılır. Dünya ile gökyüzü arasındaki birliği temsil eder. Bir haberci ve herhangi bir hastalığı veya yarayı iyileştirebilen saflığın özü olarak temsil edilir.
En yaygın efsane
Kuşların hükümdarı olan ve Kaf Dağı’nda yaşayan Zümrüdü Anka, Bilgi Ağacı’nın dallarında yaşar ve her şeyi bilirmiş. Kuşlar ona inanır ve onun kendilerini kurtaracağını düşünürlermiş onu görmedikleri halde. Simurg'u görmedikçe umutları tükenmeye başlamış.
Simurg’un yuvası, Kaf Dağı’nın tepesindeymiş. Onu bulmaya çalışan bütüm kuşlar toplanmışlar ve hep birlikte Simurg’a gidip, yolunda gitmeyen şeyler için yardım istemeye karar vermişler.Kuşlar, hep birlikte göğe doğru uçmaya başlamışlar. İsteği ve sebatı az olanlar, dünyevi şeylere takılanlar yolda birer birer dökülmüşler. Yorulanlar ve düşenler olmuş. Önce Aşk Denizi’nden geçmişler sonra Ayrılık Vadisi’nden’ uçmuşlar. Hırs Ovası’nı aşıp, Kıskançlık Gölü’ne sapmışlar. Kuşların kimisi Aşk Denizi’ne’ dalmış, kimisi Ayrılık Vadisi’nde’ kopmuş sürüden. Kimi hırslanıp düşmüş ovaya, kimi kıskanıp batmış göle.
Sonunda beş vadiden geçtikten sonra gelen altıncı vadi ‘Şaşkınlık’ ve sonuncusu Yedinci Vadi olan ‘Yokoluş Vadisi’nde’ bütün kuşlar umutlarını yitirmiş. Kaf Dağı’na vardıklarında geriye sadece otuz kuş kalmış. Simurg’un yuvasını bulunca ögrenmişler ki ‘Simurg otuz kuş’ demekmiş. Onların her biri birer Simurg’muş. 30 kuş anlar ki aradıkları kendileridir ve gerçek yolculuk, kendine yapılan yolculuktur.